İzmir Musevi Cemaati Vakfı önderliğinde yürütülen “İzmir’in Kültür Zenginliği – Yahudi Kültür Mirasını Sürdürülebilirliği” projesi kapsamında “Kültürel Miras ve Karar Süreçlerine Katılım” toplantısı 14 Şubat 2023 tarihinde Kordon Otel’de gerçekleştirildi. Kentimiz İzmir Derneği’nin de ortak olarak yer aldığı proje, Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir.

Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaşanan büyük trajedi sonucunda hayatını kaybeden vatandaşların anısına 1 dakikalık saygı duruşu ile başlayan toplantı, Proje Genel Koordinatörü Nesim Bencoya’nın açılış konuşması ile devam etti. Toplantı, alanında uzman üç konuşmacının kültürel miras ve katılımcılık konularında farklı perspektiflerden gerçekleştirilen sunumlar ile sürdü. Yaklaşık 50 kişi ile gerçekleşen toplantının katılımcıları arasında; İzmir Musevi Cemaati üyeleri, kamu ile yerel yönetim temsilcileri, turizm profesyonelleri, kültürel miras alanında çalışan akademisyen ve araştırmacılar yer aldı.

Pamukkale Üniversitesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü Dr. Öğr. Üyesi İnci Türkoğlu, “Kültürel Miras ve Farkındalık” başlıklı konuşmasında kültürel mirasa konu değerlerimiz ve İzmir Yahudi kültür mirasından örnekleri aktardıktan sonra mirasımızı tehdit eden unsurlara dikkat çekti. Özellikle düşük farkındalık, eğitimsizlik, ötekileştirme ve önemsememenin altını çizdi. Türkoğlu, bir kültür varlığının korunabilmesi için üç noktayı mercek altına aldı. Bu noktalar; kültür varlığının farkında olmak, vizyon sahibi olmak ve projeleri gerçekleştirebilmek için yeterli ekip, ekipman ve mali kaynakların önemi olarak sıralandı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Kentsel Adalet ve Eşitlik Şube Müdürü Yelda Şimşir, “Kentte İnsan Hakları Politikaları ve Kültürel Miras” başlıklı konuşmasında kültürel mirasın korunmasına etki eden insan hakları politikalarının altını çizdi. Şimşir, “Geçmişin izlerini savunurken geleceği inşa etmeye çalışıyoruz. Daha kolektif bakmak ve eşitlik zemininde açık olmak zorundayız. Bir arada yaşama kültürünü, diyalog zeminini, aidiyet hissini, kendini kendi dilinde ifade etme hakkını vermek; ayrımcılığı, nefret söylemini engellememiz gerekiyor. Yerel yönetimler ve kamuya çok iş düşüyor. Ancak aktif vatandaşlığı öne çıkarmak ve ayrımcılığın önüne geçmek de çok önemli. Hepimizin özne olarak yapabileceğimiz şeyler var. Var olan değerlerimizi birlikte korumaya talip olmamız lazım” dedi.

E+ Planlama Danışmanlık’ın kurucusu, Kültürel Miras Uzmanı Evrim Ulusan, “Katılımcı Kültürel Miras Koruma” başlıklı sunumunda, katılımcılık tanımı, çeşitleri, katılım hakkı, miras hakkı, katılımcılıkta amaç ve beklentiler, yöntemler, nitelik, katılımcı sürecin belirleyicileri ve kültürel mirasta katılımcılık konularına değindi. Ulusan, “Öncelikle katılımın ne olduğunu anlamak lazım. Sivil katılım çabalarını politika yapma, uygulama ve izleme süreçlerine entegre edebilmek önemli. Katılımcılığın en temelinde, ekonomik, politik ve mekânsal sorunlar nedeniyle ortaya çıkan talepler bulunuyor. Otoriterlikten demokrasiye, hiyerarşiden ağlara, devlet merkezli anlayıştan toplum temelli anlayışa geçmek için katılımcılığı odağa almalıyız. Katılım bir insan hakkıdır. Miras hakkı ise otantik tanıklığına sahip olma hakkı; kişinin kendi ve başkasının mirasını anlama hakkı; mirasın akıllıca ve uygun şekilde kullanma hakkı; mirası ve içerdiği kültürel değerleri etkileyen kararlara katılım hakkını barındırıyor. Katılım, sadece çalıştaylara katılarak fikrini söylemek değil, aynı zamanda birlikte planlamak, uygulamak ve izlemek gerektirir. En önemlisi de alınan kararların etkin işleyişinin ortak çaba ile kontrolünün sağlanması” dedi.

Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği toplantı, geri bildirim anketinin tamamlanmasının ardından sona erdi. Programı, Kemeraltı’nda yer alan Etz Hayim, Şalom, Algazi, Hevra, Forasteros ve Senyora sinagoglarına gerçekleştirilen bilgilendirme gezisi takip etti. Avrupa Birliği’nin finanse ettiği proje kapsamında, Hevra ve Forasteros sinagogları için hazırlanan restorasyon projelerine dair gelişmeler, katılımcılar ile paylaşıldı. Bu iki sinagogun, aynı avluya bakan dört ibadethanenin parçası olması özelliğiyle dünyada benzersiz bir konuma sahip olması vurgulandı.

Proje, İzmir’deki Yahudi mirasının korunması ve gelecek nesillere aktarılmasına yönelik faaliyetlerini hayata geçirmeye devam edecektir.